4 Kasım 2011 Cuma

Bazen sıfırdan başlamak gerekir herşeye. Söylenenlerin aksine; eğer bir defterin yaprakları silinmekten aşınmışsa, o aşınan sayfaları yırtıp atmak ve bir sonraki sayfadan yazmaya devam etmek çözümüdür bazen herşeyin. Farklı yollarda yürümek cezbetse de insanı, tanıdık yollarda kaybolmak bile huzur verir insana. Bildiği gözlerin içine korkusuzca bakabilir insan. Her hareketin, mimiğin, susmanın ne demek olduğunu konuşmadan anlayabilirsin. Çok uzaklardan da duysan sesini, sadece iki kelimeden farkedersin o anki bütün duyguları. Sadece ve sadece o çok sevdiğin, tanıdığın kokuyu içine doya doya çekmek, o günün bütün olumsuzluğunu silip atabilir. Ve bazen sadece sarılmak sevdiğine, işte o seni her andan daha çok mutlu edebilir.

18 Ağustos 2011 Perşembe

Vicdan(?)

İnsan neden guvenmek ister bir baskasina?Neden soylediklerini gercek kabul etmek, her soylenen dogruymus gibi davranmak ister?Yalniz kalmaktan korktugu icin mi?Yoksa etrafimizda bu kadar yalan, dolan, entrika varken hala bazi seylerin beyaz kalabildigi gercegine tutunmak icin mi?Kendi acimdan ben sadece mutlu olabilmek icin inanmayi sectim.Biraz daha pembe bakabilmek icin hayata, biraz daha temiz ve gercek kalabildigini ispatlamak icin inandim.Biraz da Pollyannacilik oynamayi sevdigimden...Guvenmek istedigimden.Ama sonuc tabi ki koca bi husran, koca bi yalan.Goze alinan onca seye ragmen, yasanan onca olaya ragmen hersey yoluna girdiginde kacmak en kolayi gelir insana bazen.Evet kacmak kolay gozukur, yuzlesmek herzaman daha zordur.Ama bu sadece kisa vadede mutluluk getirir.Cunku kendinle kaldigin her an yasananlar aklina gelir ve durtukleyip durur vicdan duygusunu.Tabi tum bu varsayimlar insanin bi vicdan duygusu oldugu dusunulerek gerceklesiyor.Eger vicdan duygusundan yoksunsa zaten yazilanlarin hepsi anlamsiz.Siz sadece inandiginiz yalanlara, gercek oldugunu dusundugunuz duygulara yanin.Ama ola ki vicdan duygunuz varsa yasanilan, konusulan hersey hergun durtuklesin gogsunuzun sol yanini.Hergun o bakismalar gelsin akliniza ve kacmanin ne kadar da zor oldugunu gorun aslinda.Dinlenilen sarkilar hergun calinsin kulaginiza ve dinlenilen o anlar canlansin gozunuzun onunde.İste o zaman gerekirse yine tartisiriz kacmanin daha mi kolay oldugunu.Eger ki vicdan duygunuz yoksa, sadece izin verin ben sorularimin cevabini alayim ve duygusuzlugunuzla bas basa birakayim tekrar sizi.

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Uyuyamadığım gecelerden birisi daha. Belki de uyumamak için kendimi zorladığım gecelerden birisi. Zamanı nasıl geçireceğimi bilemiyorum. Arkadaşlarla gülmek, eğlenmek bir yere kadar dağıtabiliyor kafamı. Bir yerden sonra ben yine aynı benim. Kafamın içindekiler sabit, işkence etmeye devam ediyorlar bana. Kitap okumak, televizyon izlemek,internette gezinmek.. Bunların hiçbiri telefonun sesi açık olmasına rağmen beş dakikada bir -acaba diye- kontrol etmemi engellemiyor. Acaba o da üzülmüş olabilir mi? Acaba kendini affettirmek için birşeyler yapacak mı? Cevabı net: bugün de geçip gitti. Belki yarın. İç savaşım sürüyor. Bu sefer karnıma yediğim yumruk çok sertti, hiç acıtmadığı kadar acıttı. Acısı diner mi birgün? Belki. Ama şu an değil. Sonu ne olacak? Bilmiyorum.

14 Şubat 2011 Pazartesi

İtiraf Vol I


Sadece suçlu oldukları için mi kızarız insanlara? Ya da sadece bizi kızdırdıkları, kırdıkları için mi?
- Hayır.
Kendi kalp kırıklarımız yüzünden kızarız bazen insanlara. Her hareketleri batar gözümüze. Suçsuz olabilirler, hatta iyi niyetli. Fark etmez. Dolaylı yoldan kırmış olmaları sizi, yeter de artar bile gözünüzün üzerlerinde olması için. Bilmezler belki size yaşattıklarını ama çektirdikleri acı, sizin herşey tekrar olacak diye sürekli korku içinde olmanıza, ister istemez kendinizi geri çekmenize sebep olur.
Üzgünüm bazen ne yaparsanız yapın, yaptıklarınız batıyor gözüme. Tekrar üzüleceğim diye tüm bu kızgınlığım. Belki bu beni kötü biri yapacak ama kalbimin kırıklığı çok daha kötü,acı verici. Bazen ne yaparsanız yapın, nefret ediyorum sizden.

11 Şubat 2011 Cuma

Mazeretim var, asabiyim ben!


Sorunlarım var, evet kabul ediyorum var. Ben bencil olamıyorum. Ne olursa olsun, hangi durumda olursam olayım, kendimden önce düşüneceğim birilerini mutlak surette bulabiliyorum. Hayır neyse derdim, sana ne? Sen kendini düşünsene be salak! Yok Ayşe üzülür ama, yok Fatma birşeyleri daha çok hak ediyor, yok Ahmet için daha önemli birşey o... Hayır şu geçen 21 yılda Ayşe mi üzüldü senin için, Fatma mı senin hakkının derdine düştü yoksa Ahmet mi önemsedi senin değer verdiğin şeyleri? Tabii ki hiç biri. Ama sen otur düşün tamam mı? Sonra kendinden ödün verdiğin için, kendinden başka herkesin hayatını daha ön sıralara koyduğun için üzül. Hatta ağla gözlerin pörtleyene kadar. Ama senden başka hiç kimse seni düşünmeyecek. Onlar kendi hayatlarını öncelikli yaparak yaşamaya devam edecekler. Sen "bir tek dileğim var mutlu ol yeter" tadında yaşayıp gizliden gizliye parçaladığın anlarda, hiç üzülme emeklerin boşa gitmeyecek. Çünkü karşındaki aynen dilediğin gibi mutlu mesut yaşamaya, gezip eğlenmeye devam edecek. Sende oturur 2 kelam laf beklersin. Salaklığına doyma kızım sen emi, kıçını yırtmaya devam et insanları mutlu edeceğim diye. Ama unutma en yakınındaki bile düşünmeyecek seni.